Îmânın beşinci şartı âhiret gününe inanmaktır. Sûrun üflenmesi, bütün ölülerin dirilip kabirlerinden kalkması, amel defterlerinin kendilerine verilmesi ve mahşer meydanında toplanıp suâl ve hesaba çekilmesi jle mîzân, şefâat, sırat, kevser, cennet ve cehennem gibi âhiret hayâtına âit hususlara inanmaktır.

Âhiret, bu dünyâdan sonraki sonsuz hayâttır. Allâhü Teâlâ, bu dünyayı ve bütün varlıkları geçici bir zaman için yaratmıştır. İsrâfil Aleyhisselâmın birinci sûru üfürmesiyle kıyamet kopup bütün canlılar ölecek, dünya ve dünya dışındaki her şey parçalanıp yok olacaktır. İkinci sûrun üflenmesi ile de mahlukât yeniden dirilerek hesap vermek için mahşer yerine toplanacaklardır.

Mahşerde Allâh’ın huzurunda bütün insanlar ve cinler yaptıklarından hesâba çekilecek, en ince teferruâtina kadar hesap verecekler, haklı, haksızdan hakkını alacaktır.

Hesap işi bittikten sonra, iyiler Cennet’e, kötüler Cehennem’e girecektir. Mü’minler Cennet’te Cenâb-ı Hakk’ın cemâlini göreceklerdir. Ähirete inanmayan, Allâh’a ve peygambere de inanmamış olur.

ECEL

Ecel, insanın mukadder (Allâh tarafından yazılıp kararlaşmış) olan ömrünün nihâyetine denir. Ecel geldiği zaman, ne bir dakika ileri gider ne de bir dakika geri kalır. İnsan her ne sebeple ölürse ölsün, eceli ile ölmüş olur.